TEBDER KURULUMUDUR
MANA YAZILARI
ALEVİLİK İNANCININ ÖZLERİ

Kısa Tarihçe

Foto: Uşak Life

Hacım Sultan Türbesi Uşak -Sivaslı-Hacım Köyündedir.

Hacım Sultan 1305 yılında Uşak'a gelmiş ve Hacım Köyü'nün olduğu yere yerleşerek şeyhi Hacı Bektaş-ı Veli'nin izinde tarikatı temsil etmiştir. Ömrünün sonuna kadar, bugün kendi adıyla anılan köyde yaşayan Hacım Sultan, Anadolu'nun en önemli erenlerinden biri olarak nâm salmıştır. Hacım Sultan'ın türbesi de Hacım Köyü'ndedir. Selçuklu mimarisinin özelliklerini bütün hatlarında taşıyan türbe, manevi değerlere önem verenlerin sık uğradıkları yerlerden biri olmuştur. Tek kubbesi ve geniş bahçesiyle Hacım Sultan Türbesi, Ege Bölgesi'nin en önemli kültür varlıklarından biridir. " Kaynak:Uşak Life

Foto: Uşak Life

Asıl adıyla Recep olarak bilinir. Hacı Bektaş Veli’nin akrabası olduğu sanılmaktadır. Hatta bazı kaynaklar amcasının oğlu notunu düşmektedir. Bilinen asıl gerçek ise, Hacı Bektaş Veli ile birlikte Anadolu’ya gelmesi, Anadolu velilerinden birisi olmasıdır. Hacı Bektaş Veli tekkesinin önemli bir dervişi olup, bu tekkedeki geliştirilmiş Anadolu Alevi tasavvufunu Anadolu toprağına serpmesinde emeği olanlardan bir tanesidir. Seyyitliği 12 İmamlardan Aliyyül Naki’nin soyuna dayandırılır. Bu pir Hacı Bektaş’ın ölümüne kadar Suluca Karahöyük’te kaldığı ve pirin en yakın arkadaşlarından ve yardımcılarından birisi olduğu ve Hacı Bektaş Veli’nin ölümü ardından, kendisi de Anadolu Erenleri kervanına katılarak Uşak İli’nin Susuz mevkisini yerleşim alanı olarak seçtiği ve burasına tekke açtığı biliniyor. Hacım Sultan’ın Hacı Bektaş’la birlikte her yıl belirli aylarda en büyük tekkelerden olan Battal Gazi’ye geçer, ayinler yaptıkları, her yıl ülkenin çeşitli bölgelerinden buraya insanların geldiklerini öğreniyoruz. “Hacim Sultan ‘in her yıl Kurban Bayramında Susuz ‘daki zaviyesinden kalkarak öteki Kalenderi zümreleriyle büyük ayine katılmak üzere Seyyit Battal Gazi zaviyesine gittiği kaydedilir.” 1Adına yazılmış Velayetnamesi zaman zaman Hacı Bektaş Velayetnamesi ile karıştırılmaktadır. Bununla birlikte anlatılan olaylar çoğu kez aynı konuları içermektedir. Hacım Sultan Velayetnamesi adlı yazma nüshaları bulunmuştur. Hacı Bektaş cemlerinde talibe öğretilen makamlar içerisinde meydan taşı Kolu Açık Hacı Sultan’a orantılı olarak söylenir. Hacı Bektaş’ca kendısine verilmiş olan tahta kılıç ile terbiye edici olarak görevli olduğu konusu bilinir. Kolu Açık Hacım Sultan’ın meydan taşı Bektaşilerce terbiye edici, korkutucu ve belirleyici olarak kabul edilirken, bu makama sonsuz saygı gösterilmektedir. Adıyla ilgili bir de menkıbe anlatılır. Bu menkıbeye göre bir gün Hacı Bektaş Veli Sultan kendisine batın kılcını sunar ve bu meydanımızın celladını sana sunduk. Bizim buyruğumuz olmadan bu kılıcı kullanmayasın, der. Bu kılıç tahtadan yapılmıştır. Hacim Sultan elindeki kılıcın kesip kesmediğini denemek ister. Önünden geçen sakanın katırı üzerinde elindeki tahta kılıcın kesip kesmediğini denerken, katıra hafiften dokunduğu tahta kılıç, sakanın katırını ortadan ikiye böler. Olay kısa sürede Hacı Bektaş Sultan hazretlerine iletilir. Hacı Bektaş beddua eder ki, kolun tutulsun Hacim Sultan, der. Kolu tutulan Hacim Sultan rahatsızlık duyar. Koluyla iş yapamaz duruma gelmiştir. Yaptığı hatayı anlayan Hacim Sultan’ın pişmanlıkları para etmez, iş işten geçmiştir. Ancak orada bulunan arkadaşlarından Sarı İsmail, Resul Baba, Seyyid Cemal, Yahya Paşa: araya girerek pirden Hacim Sultan adına özür dilerler, olayın istemeyerek yapılmış bir hata olduğunu ve kolunun bu durumdan kurtulmasını isterler. Hacı Bektaş arabulucuların istekleri karşısında “kolun açık olsun” demesiyle Hacim Sultan’ın kolu yeniden eski haline döner. Ama o günden sonra Hacim Sultan’ın adı Kolu Açık Hacim Sultan olarak kalır. Hacım Sultan Pir’le ilgili birçok rivayet anlatılır. Anlatılan bu rivayetler diğerleri için anlatılanlardan pek de farklı değildir. Hacım Sultan Vilayetnamesi’nin yazarının kesin olarak belli olmamasına karşın bazı kaynaklarda Derviş Burhan adında birisinin yazdığı kaydedilir. Yine bu vilayetnamede Hacim Sultan’ın Hacı Bektaş’la birlikte Anadolu’ya gelişi, Batı Anadolu’da Germiyan İli’ne yerleşmesi ve oradaki yaşamı konu edilmektedir. Ancak Hacı Bektaş Veli, halifelerden adına vilayetname yazılmış tek halifedir. Bu da Hacim Sultan’ın Anadolu’daki önemini vurgulaması bakımından önem taşımaktadır. Hacım Sultan’ın değişik yörelerde makamları bulunmaktadır. Bu makamlar arasında yurt dışında bulunanları bile vardır. Bunlardan birisini Hasluck Yugoslavya ile Bulgaristan sınır bölgesinde olduğunu söyler. Hacim Sultan’ııı Uşak İli’ne 3 km. uzaklıkta bulunan türbesi onun gerçek makamı ve burada kurmuş olduğu tekke vakfının olduğu yine çeşitli vakıf kayıtlarında rastlanmaktadır. Uşak bölgesinde yetiştirdiği öğrencileri ve bu tekkenin bilim adamları Ege bölgesine Alevi-Bektaşi tohumlarını atarak, bu tohumların Anadolu topraklarında yüzyıllarca hem yurt savunmasında hem de zalim yöneticilere karşı amansız mücadele vererek topraklarında yaşayan Türkmenlerin haklarını korumuştur. Bedrettin’in Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal müritlerinin bu tekkenin bağlantılı yoldaşları olduğu bir gerçektir. HACI BEKTAŞ VELAYETNAMESİ’NDE KOLU AÇIK HACIM SULTAN Bu da ulu halifelerdendi. Hünkar, batın kılıcını ona vermiş, erenler meydanında cellatlığı sana verdik, fakat haksız iş yapma, sana ziyanımız dokunur demişti. Hacim Sultan, batın kılıcını aldıktan sonra yürüdü. Ta o sırada meydan sakası, merkebiyle mutfağa su getiriyordu. Hacim, bakayım dedi, erenlerin verdiği kılıcı şu merkepte bir sınayayım. Kılıcını sıyırdığı gibi merkebe bir vurdu, belinden ikiye böldü. Hünkar, bunu duyunca kolları tutulsun dedi, Hacim, çolak oldu. Halifelere baş vurdu, yalvardı, amanın dedi,yalvarın, Hünkar’dan beni dileyin, lütfetsin, bağışlasın beni. Halifeler, ayağa kalkıp Hünkar’a niyaz ettiler, Erenler şahı dediler. Hacım’ın eksikliğini bağışlayın, gene kolları açılsın. Hünkar, dileklerini kabul etti, kolu açık olsun dedi. Hemen Hacim Sultan’ın kolları açıldı. Fakat verdiği nasibi geri almadı, o hizmet, gene onda kaldı.  KOLU AÇIK HACIM SULTAN VELAYETNAMESİ’NDEN Haza Hikiyeti Kara Baba Horasanı* Pes Sultan Hacı Bektaş ve Hacim Sultan Kaddesallahu sırratül aziz Hazretleri diyarı Horasan’dan alem, seccade, çırağ ve sofra alıp Rum’a gelince ol diyarlarda kıtlık oldu. Dervişler Halifeler cem olup ettiler: “Alem, seccade ve çırağ ve sofra getirip Hacim Sultan’a verdik, aiıp Rum ‘ü gitti. Bir andan keskin er olsa varıp varıp sofra alıp gelse yine Horasan iklimi rızka mala ganimet olurdu” dediler. Bir halifelerı var idi. İsmine Kara Baba derler idi. Kati Alim fazıl evliya idi. Yerinden durup ayak üzerine geldi. “Dua ve himmet eylen. Varıp Rum ‘don sofrayı Hacim Sultan ‘dan alıp geleyim” dedi.

İklim halifeleri dua ettiler. Yanına kırk derviş yoldaş koştular. “Gafil olma Hacim Sultan cellad kişidir. Gurur ile yarma sakın” deyip gönderdiler.

Andan Kara Baba kırk derviş ile Rurn’a revane oldu gitti. Yövmen fi yövmen Rum’a geldi. Sonra sonra gelip şeyhli anasına geldi. Bir kişiye sordu; “Bizi konuk eden olsa” dediler. Ol kişi etti: “Bunda bir evliya vardır. Bekce Sultan derler. Keskin evliyadır. Asitanesi vardır dervişleri çoktur. Varın onda konun” dedi. Andan bunlar revane olup gelip gördüler kim Bekce Sultan dervişleriyle Burçak yollar. Kara Baba ileri yürüyüp selam verdi. Merhaba eylediler. Horasan iklimlerinin erenlerinin selamını iletti. Bir miktar kelam ettiler. Andan Kara Baba etti Bekce Sultana: “Baba niçin bunu emek çekip bu issida yolarsınız. Gelin bir yere harman olun, desene” dedi. Bekce Sultan etdi: “Biz ona kadir değiliz, baba” dedi. Andan Kara Baba dua eyledi, el yüze sürdü. Parmağıyla işaret eyledi. Cemi burçak bir yere harman oldu. Andan Bekce Sultan etti: “Eylekim bizim de bir hizmetimiz kabul olup divanı Hak’da derdimize derman ola, dedik. Öyle olunca burçaldara yine yerinize yarın” dedi. Harman hareket edip bir bir yine yerlerine vardılar. Birbirinin velayetlerini görüp merhaba ettiler. Andan Bekce Şultan bunlan Asitaneye götürdü. Üç gün durdular. Andan Kara Baba etti: “Bu diyarda Hacim Sultan diye bir er var mıdır?” dedi. Bekce Sultan etti: “Hacim Sultan buraya yakındır. Amma seni sınırından içeri koymaz” dedi. Andan Kara Baba etti. İcazet alıp Bekce Sultan bir menzil gönderdi. “Bu yol doğru yoldur” dedi. Revane oldular. Hacim Sultan Hazretlerine bir kuşluk yol kaldılar. Bir büyük kaba ağaç var idi. Dikine geldiler. Nitekim Hacim Sultan Hazretlerine malum oldu. Halvet haneden çıkıp dervişlere etti: “Kuduz geliyor, oğulları sınırdan içeri girmesin” dedi. Pes Sultan Hacim Hazretleri bir tepe var idi. Onun üzerine çıktı oturdu. “Kuduz sınırdan içeri girmesin” dedi. Andan Kara Baba~bir ok attı. Gelip Sultan Hazretlerinin nazarına dikildi. Gördüler bir yeşil yelekli ok. Sultan Hacim Hazret dervişlere etti: “0! kişi bunda benlikle, gururla geldi. Terkeşden ok çıkarmayalım. Kuduzu kendi okuyla helak etmek gerekdir” dedi. Oku eline alıp pertev etti. Ok varıp Kara Bab~’mn göğsüne dokunup canın teslim eyledi. Sultan Hazret dervişlere “yarın bakayı Hakkına kon” dedi. Andan dervişler vardılar gördüler kim Kara Baba teslim olmuş. Kırk derviş başında dururlar. Andan dervişler cem olup yuyup namazın defnedip Kuran telavet edip Bakanın dervişlerin alıp geldiler. Sultaııın hizmetinde oldular. Andan Sultan Hazretleri Halifeye etti: Varın benim Horasan’dan getirdiğim sofrayı iletin. Haşı meuma kaba ağaca asın. Bizi isteyen dervişler dostlar gönlüme dilerse içinde bulsun ve yesin Allahu Taala celil celale Hazretlerine şükreylesin,” dedi ve “dahi Allahu Taala emriyle Darül fermadan darul Baka ‘ya rahlet ettikden sonra kırk yı1 leylime nehar kayyumluk etsin” dedi. Pes ol sofra kırk yıl Sultan Hazretiııden sonra kayyum makamlık eyledi. Her kişi gönlünden her ne niyet etse ağaçdan indirip bulup yeyip yine asar oldu. Pes imdi Sultan Hacım Rahmetullahı Aleyb Hazretlerinin velayet namesin akıllar akla getirebilmeye ve diller şerh edemeye. Pes imdi Sultan Hacim Rahmetullahı ruba hazretlerinin velayet namesinin tercüme eyleyen Derviş Burhan Kaddesallahu sırrıl aziz sai takat kadar kitap ederdi. Bizden sonra gelen muhiplere gerek ola deyi. Pes imdi Sultan Hacim Hazretlerinden sonra Halife oldu. Ehalıkayo pendi nasihat ederdi. Her birine tazim ederdi. Bakı Kelim mutaneldir. Velayet namında malumdur. Rabbitümmetil lui hayır. Tummetül kitap Bismüllah Melekül alem. Muayea akdul zayıf El Muhtaç ala Rahmetullahı Tanla Aleyh kitabül bakır el takrir. Derviş Ali ilmi Hacı Mustafa uşşaki Gafarullahı cliyha Ve Alehi cümle enibya ve evliya aşkına Hezal menakıbu Hacim Sultan Kadesallahu simi aziz. Sene 1200 temamında şehri cemazil evvelinin on beşinci perşembe günü.

Notlar :

 1 OCAK, A. Yaşar; Marjinal Sufilik. Kalenderiler, s.175.

* Kolu Açık Hacim Sultan Vilayetnamesi, Yazan: Uşaklı Ali İbni Hacı Mustafa.

 Deneyen:Derviş Burhan Şeyh: Mustafa Erbay, Ayyıldız Yayınları


 
TEBDER KURULUMUDUR
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol