Liderlik
TÜRKMENLERDE LİDER OLMANIN TÖRESİ :
Türkmen gelenek ve törelerine göre her önüne gelen, her aklı esen, halktan , aşiret teb’asından her hangi bir kişi dini ve siyasi lider olamaz. Böyle bir kişinin arkasına halk takılmaz. İtibar etmez.sempati ve saygı duymaz. Öyle ise lider olmak için hangi şartlar aranır.
1) Lider olacak kişi dinsel ve siyasal açıdan bir kaç göbek silsileden bu tarafa Soy, bir aileden gelmiş olması istenir. Bu aile meclisi kendi fertlerinden bu kişinin aileyi temsilen aşirete ve topluma lider olmasını onaylaması ve seçmesi gerekir.
2) Lider olacak bu kişi liderliğe yaşı ile bilgeliğiyle, otoritesiyle tahsiliyle,Toplum arasında saygınlığıyla ve fizik yapısıyla ve sağlık, sıhhat durumuyla liderliğe ehil bir kişiliği olması istenir.
3) Bu kişi çocukluğundan itibaren liderler meclislerinde, Toplantılarda , Dergahlar da.,Tekkeler de, Cem ayinlerin de hizmet ve görev yaparak toplumla iletişim kurarak bir lider olacak gibi yetişmiş olması istenir.
4) Mal, Mülke, Kadın’a, İçki ve kumar’a karşı zayıf bir hassasiyeti ve bunlara karşı aşırı bir isteği olmamalıdır. Kötü bir alışkanlığı olmamalıdır.
5) Aşiretin, Toplumun töre, gelenek ve inançlarını çok iyi bilmeli ve bu ulusal değerlere saygılı ve inançlı olması istenir.
6) Eline, beline ve diline sahip kamil, olgun bir kişiliğe sahip, Ehli kamil, hoşgörü sahibi, İnsanlar arasında ayırım yapmayan, taraf tutmayan , hak ve hukuk gözeten bir kişilik aranır. İnsan üstü bir davranış ve keramet sahibi olması beklenir veya bu gözle bakılması istenir.
7) Aşireti, toplumu uğruna malından, canından olmayı göze alabilecek bir yapıda ve cesarette olması şarttır. İşte Türkmen halkı ancak bu özelikleri taşıyabilen bir lidere saygı duyar. Onun sözlerine inanır. Bu gibi liderlerin arkasına takılır ve onunla ölüme bile giderler. Şunu belirtmek istiyorum. Babai ayaklanmasını, Celali ayaklanmasını, Şah veli, Zünnun Baba, Kalender Çelebi Şah ayaklanmalarının başında bulunan liderler hep böyle bir yapıya sahiptiler.Yukarıdaki özellikleri taşıyorlardı.Yani alalede kişiler, halktan kişiler değillerdi. Soyları, Ecdatları ulu Hoca Ahmed Yesevi, ekolünden ve Onun öğretisine bağlı ve Ahmet Yesevi’nin Halifesi Lokman Parende’nin öğrencileri olan Rum erleri, horasan Pirleri grubu’nun lideri ve öncüleri olan Baba İlyas, Baba İshak, Anadolu’ya gelmişler. Bunların peşinden de Hacı Bektaş ve Ahmet Hubyar Abdal gelerek Yesevi Dervişleri olarak Ahmedi Yesevi öğretisini ve “Kalenderilik, haydarilik ve Bektaşilik gibi Türk ve Türkmen Tarikat ve Tasavuf düşüncesini Anadolu’ya taşımışlardır. Yesevilik tesirleri anadolu’ya bunlar yoluyla ulaşmıştır.Ahmedi Yesevi’ye Anadolu’ya gelmek Nasip olmamıştır.
Ahmet (Hupyar Abdal), 1238 de Hacı Bektaş ve Kardeşi Menteş Anadoluya gelmiş Tokat ili Pazar İlçesi ERKİLET obasına yerleşmişler. 1239/ 1240 Babai ayaklanması’na oğulları’yla birlikte katılmış. Sivas’a yönetici olarak bırakılmış. Ayaklanma bastırılınca 9 sadık arkadaşıyla Yıldız Dağı serisinden olan Tekelü dağları yaylasından olan Gürğen Çukuruna oba kurarak gizlenmiş 1243 Köse dağı savaşı sırasında obasını basan Moğol askerlerince yanında bulunan 7 yakını’nın hanımlarıyla birlikte öldürülmüşlerdir.Anadoluda ki yaşamı kısa olduğu için bu ulu kişi hiç tanınmadan hakın rahmetine kavuşmuştur. Bir (Hupyar) takma adıyla ilğili, birde Anadoluya gelişiyle ilğili iki efsanesi vardır. Birde yıldız Dağı serisinden Tekelü Dağı Gürgen çukuru denilen obasında değirmeni ve yaşam izleri vardır. Burada ikinci “Hubyar Sultana ait yaşam izleri ile Türbesi ve adına 1562 yılında kurulduğu belgelenen vakfı, fermanı ,Kurduğu tekke (zaviye) ile birde çizim Resmi vardır. bilge, ozan, şair, Derviş, Ermiş, Seyit, Şah, Şeyh gibi keramet ehli kişilerin Torunlarıydılar.