Kalender Çelebi
KALENDER ÇELEBİ AYAKLANMASI (1527)
(Baki Öz‘ün Osmanlıda . Alevi ayaklanmaları kitabının İstanbul 1992 basım Sayfa 185) te, Kalender Çelebi ayaklanmasının kitle tabanı ve toplumsal niteliği üzerine şu genel belirlemeyi yapmaktadır.
Hacı Bektaş soyundan olan Kalender Çelebi ayaklanmasının Kitle tabanı köylü- çiftçi kesimiydi. Yoksul halktı. Geniş Türkmen yığınlarıydı. Elinden dirliği alınmış,yoksulluğa itilmiş küçük dirlik sahipleriydi.Devletce dışlanmış, baskıyla düzen içerisinde tutulmaya çalışılan kesimlerdi. Bunların geneli Alevi ve Türkmenlerdi. Doğallıkla İçlerinde devletce kıyıma uğramış, Toprak yoksulu bırakılmış sünni öğeler de vardı. Kalender Çelebinin bağlaşıkları bu tür sünni öğelerle, elinden dirlikleri alınan küçük toprak sahipleriydi. Osmanlı tarih yazıcılarından Vakanüvis İbrahim Peçevi, Münecimbaşı, Solakzade Mehmet, Hemedani, Kalender Çelebi Şah ayaklanmasından, uzun uzun bahsetmektedirler. Ortak noktaları, Kalenderin büyük güç ve itibar kazandığı, arkasında 30.000 kişilik her kesimden halkın toplandığıdır. Osmanlı siyasetine uyğun düşecek biçimde hepside kendi inançları doğrultusunda bu topluluğun “dinden çıkmış, inancı bozuk, dinsiz. mezhepsiz “ olduklarında birleşirler. Bu nitelemelerle Alevi halkı, “Rafizi, mülhid, kızılbaş” diye adlandırırlar. İbrahim Peçevi şunları yazmaktadır. “kalender Şah o kadar güç ve itibar kazandı, o kadar kalabalık bir toplumun başı oldu ki, böylesi hiçbir isyancıya nasip olmuş değildi.Aşık ve Abdal diye anılan ne kadar imaı ve fiili bozuk kimseler var idiyse yanına toplanıp, otuz bin kadar eşkıyadan oluşan bir çete meydana geldi.
(Peçevi Tarihi I,S. 93) Solakzade de benzer yağıdadır. “Kalender adlı kötü yollu bir aşık... Zamanın Mehti’siyim diyerek (ortaya çıktı) Abdal torlaklar, dinsiz meşrebliler ile mezhepsizler, pek çok kötülük severler ile onun havasına uyarak yanına toplandılar. Bunların otuz bin kadar olduğu anlaşılmaktadır.”
“Solakzade Tarihi 11 S.154,vd”
Osmanlı Tarihinin en büyük ayaklanmasını Hacı Bektaş’ın Torunularından ve derğah postnişini Kalender Şah ‘ın yönetmesi tüm Alevi, Bektaşi Türkmen topluluklarını, .biraraya getirmişti. o gün Türkmen Sancağının Kazovaya dikilmesi ve Istanbuldaki devletin (aile,hanadanlık) Devletinin “Tac-ü tahtını” ele geçirip Türk ve Türkmen ulus devletinin kurulma günüydü.Celal Baba ayaklanmasından başlayarak , Şah Veli, Zünnun Baba, Atmaca Zünnunoğlu, Tonuz oğlan ayaklanmaları 1519/ 1527 yıllarında ki, Türkmen ayaklanmalarının Son halkası Kalender Çelebi büyük toplumsal başkaldırısının halkasıydı. Bunların dışında ki Celali ayaklanması adını alan ÇETE ayaklanmalarının bunlarla ilğisi yoktur. Kalender Şah ayaklanması 1527 yılında Ankara- Kırşehir yöresin de patlamıştı. Yani ayaklanmanın merkezi karargahı Hacı Bektaş Dergahı çevresi olmuş, yığınlar burada toplanmıştı. “Ali nesli güzel imam urum üstüne” Doğudan değil, Irandan, Horasan’dan değil “ Mağripten çıkmış” yani batıdan geliyordu.
Yürüyüş eyledi urum üstüne
Ali nesli güzel imam geliyor
İnip temenna eyledim destine
Ali nesli güzel imam geliyor (1)
Doluları adım adım dağıdır
Tavlasında küheylanlar bağlıdı
Aslını sorarsan Şah’ ın oğludur
Ali nesli güzel imam geliyor (2)
Tarlaları adım adım çizilir
İrekip elinden ciğer yazılı
Al yeşil giyinmiş gerçek gazili
Ali nesli güzel imam geliyor (3)
Mağripten çıkar görünü görünü
kimse bilmez evliyanın sırrını
Koç Haydar şah-ı cihan torunu
Ali nesli güzel imam geliyor (4)
Pir Sultan Abdal’ım görsem şunları
Yüzüm sürşem boyun eğip yalvarı
Evvel baştan On’ki imam serveri
Ali nesli güzel imam geliyor (5)
Bu şiirde geçen Ali nesli güzel imam Şah kalenderdir. Pir Sultan Abdal , Şah Kalendere hedef gösteriyor. Kazova’ya Bayrağın dikilmesi.
Mümin olan bir nihana çekilsin (Nihan : Gizli)
Münafik başına taşlar üşürsün
Sancagımız Kazova’ya dikilşin
Alim ne yatarsın günlerin geldi (1)
Kalender Ayaklanması’nın Ankara, Kırşehir, Bozok (Yozgat) , Tokat, Sivas, Erzincan, K. maraş, Adana ve Tarsus ayaklanmaların alanı olmuştur. Kazova’ya sancak dikildiği taktirde Kalender Şah bütün güçlerin birleşmesini sağlıyabilirdi. Ayaklanmayı bastırmak için Sadrazam İbrahim Paşa görevlen dirilmişti. Anadolu Beylerbeyi Behram Paşa ile Karaman Beylerbeyi Mahmut Paşa eyalet askerleriyle ona katılmış bulunuyorlardı . Her iki Paşa’nın askeri birlikleri, Kazova’ya yönelen Kalender Şah ‘ın ardına düştü. Kazova’daki korkunç savaşta Kalender’in Alevi Türkmen savaşcıları Osmanlı Ordusunu bozguna uğrattı. Arkasından Mahmut Paşa’ yla birleşen diğer Osmanlı güçleri Tokat yakınlarında “ CİNCİFE” (cincifle) denilen yerde, 27 Mayıs 1527’de yapılan savaşta yine yenildiler. Karaman Beylerbeyi Mahmut Paşa, Alaiye Beyi Sinan Bey, Amasya Beyi Koçi Bey, Anadolu Timar Deftardarı Ruh ve Karaman Deftardarı Kethudası Şeyh Mehmet Öldürüldüler. Bu yenilğilerle birlikte Osmanlı Ordusunun Tüm ağırlıkları Kalender Şah birliklerinin eline ğeçti. Tarih yazıcı Solakzadenin Söylemiyle: “ Bütün Torlaklar ağırlıklı silah, hayme ve çadırlar edindiler. Çıblak ve perişan iken giyinip kuşandılar. Övünülecek giysilerle donandılar.” (solakzade tarihi Il 5. 155) Pir Sultan Abdal bu olayları Kızıl Deli Sultan üzerine yazdığı bir şiirinde anlatmakta ve kırklar simgesiyle vermektedir.
Kırklar Urum’a geçti sen duydun mu ?
Tanrının arslanı geldi bildin mi?
Pınar yanında kendini buldun mu?
Kırklara serçeşmesin pirim Ali (1)
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli
Kırklar bir bir arda sökün eyledi
Domuz kafirlerin yolun bağladı
Tanrının arslanı imdat eyledi (2)
Kırklara serçeşmesin pirim Ali
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli
Geldi Kazova’sın duman bürüdü
Kara kafirlerin yağı eridi (3)
Allah Allah deyüp kırklar yürüdü
Kırklara serçeşmesin pirim Ali
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli
Kırklar Rum ilinde makam tutular (Kat) (4)
Makamlar açtılar çırağ yaktılar
Bütün kafirleri dine çektiler
Kırklara serçeşmesin pirim Ali
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli (5)
Pir Sultan’ım bu sözleri söyledi
Kafirleri , Yezitleri bağladı
İlk selamı essela’da söyledi
Kırklara serçeşmesin pirim Ali (6)
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli (güvenen ortaya çıksın, Meydan okuma)
Kalender Şah’ın bu başarılarından sonra., Dulkadırli Türkmenleri’nin çoğu ayaklanma’.ya katıldılar. İçlerinde sünni olanlarda vardı. Bunlarla birlikte Kalender Şah kuvvetleri’nin sayısı 40 bine yükseldi. Ayaklanma, giderek önünde durulmaz hale geliyordu. Bu durum karşısında Sadrazam ibrahim Paşa, Dulkadıroğullarından Kalender Şah tarafına geçen (Başatı, Karacalu ve Dokuzboy) Beylerine gizlice birlikleri’nin derhal geri çekilmeleri karşılığında devletce el konan topraklarını geri vereceklerini bildirerek bu boyları ikna ederek ve onlara zulum eden Vali Ferhat paşa’yı ve bazı adamlarını idam ettirerek onları kandırıp Osmanlı kuvvetleri safına çekti ve Kalender şah’a karşı ayaklanıp savaşa başladılar. Böylece Kalender Şah kuvvetlerinde çözülmeler başladı. Kalender Çelebinin yanında 3-4 bin kişilik bir kuvveti kaldı. (müneccimbaşı Tarihi Il 5.1527) Pir Sultan Abdalın “dostların muhabbeti kaldırıp, geriye kaçışını” vefasızlığı ve ihaneti anlatan şiirinde dile getirmiştir.
Kanı benim ile lokma yiyenler
Başı canı dost yoluna verenler
Sen ölmeden ben ölürüm diyenler
Dostlar da geriye kaçtı bulunmaz (1)
Yine kırcılandı dağların başı
Durmuyor akıyor gözümün yaşı
Vefasız ardından gitse bir kişi
Hakikat ceminde desti bulunmaz (2)
Koyun beni hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem pir’imden
İki mısrasını aldığım Şiirleri de bu olayı ifade eder. Kendi namına düşündüğünü söylüyor.
Kalender Çelebi elinde kalan bir kaç bin kişilik kuvvetle Kayseri-Sarız üzerinden olasıdır ki Adana ve Tarsus yöresinde ki ayaklananlarla, ve Bozok bölgesinde ki Zünnun oğlu ve Atmaca kuvvetleriyle birleşmek için iki gücün ortasında bulunan NURHAK dağlarına çekildi. Kuvvetlerinin bir kısmını Adana,Tarsus’a gönderdi. Diğer kuvvetlerle ve İnançlı ama yetersiz kuvvetleriyle Sadrazam İbrahim paşa’nın onları takip için görevlendirdiği Mehmet aga ile pervane adındaki iki adamı tarafından “BAŞSAZ” ya da BAŞSAN adlı yerde tuzağa düşürülerek burada Kalender Çelebi Şah ve Sadık adamı “ VELİ DÜNDAR” öldürüldüler. Başları bir Atın terkisine asılarak padişaha götürüldü. Kalender’in taraftarlarından pek azının kırımdan canlarını kurtarabildi. Sağ kalanlar Kalender Çelebinin başsız kalan bedenini (naşını) oradan alıp KELİT Köyün de ki diger liderlerin gömülü bulunduğu “ ESSAH” sözcüğüyle Şifreli mezarlığa gömüldü. Başınada bir Alıç ağacı diktiler. Bu gün o alıçı durmaktadır. Eğer Nurhak dağında ona ait bir mezar varsa, o mezar aldatmacadır. Essah şifrelemeside belkide ona aittir. Diğer lider ( Zunnun Baba) da Alıç ağacının dibinde gömülü olsalar gerektir. Çocuklugumda Celal Babanın ve Alıç ağacı dibindeki bu iki mezar, sayğı il e ziyaret edilir.Her üçünün üzerinede mum yakılır.para konur ve alıç ağacına dilek bez ve çaput bağlanırdı.Bu mezarlık Türkmenlerce gizlice ve saklanarak tesis edildiği için bu mezarlık hakkında bir belge ve bir tarihi kayıt yoktur.ve olamazda bu halkın bir sırrıdır. En belirgin Belgesi ESSAH adını verdikleri Şifredir. Eğer ilim adamları heyetince bütün mezarlar açılarak araştırma ve inceleme yapılırsa gerçek ortaya çıkacaktır. Bu gerçeğin beni doğrulayacağından da eminim. KELİT’İN tarihi o zaman daha büyük bir anlam taşıyacaktır. Bence bu gün Türkiye Cumhuriyetinin öz evladı en az 20 milyon Türkmen insanının Mukaddes sayacağı bir Tarihi noktadır.Bu ayaklanmaların. Sağ kalan ve 20 yıl daha yaşayan Tek lideri Pir Sultan Abdaldır. Ayaklanma sonunda Balkanlara geçerek ortalık düzelene kadar orada yaşamış sonra tekrar köyüne dönüp Celal Baba’nın yol oğulları, “ Hubyar Sultan’ın” ve Musahibi Ali Baba ile yeniden dağılan ve sağ kalan Türkmenleri toparlamaya ,örgütlemeye, yol ve erkanı sürdürmeye çalışırken, yine Osmanlı’nın ve bölge yöneticileri’nin dikkatini çekmiş İstanbul dan gelen bir fermanla sorgulanıp 1548/ 1550 veya 1614 yılında Hızır Paşa tarafından asılarak idam edildi. Halkının gönlünde hala yaşıyor.