Süklen Koca
SÜKLÜN KOCA (ZUNNÜN BABA) AYAKLANMASI:
Zunnün Baba Yozgat bölgesi Sülünoğlu ve Hisarbeğlü Türkmen oymaklarının ve danişmendlilerin dini ve siyasi lideridir. Müritleri oldukça çoktur. Zile ve çekerek ovalarında geniş topraklara sahiptirler. Bozok Sancak Beyi Dönme Hırvat asıllı Ferhat Paşanın, akrabası devşirme olan Hersekzade Ahmet Paşanın oğlu Hersekzade Mustafa Bey Aynı zamanda ana tarafından II. Bayezid’in torunu dolayısıyla da Kanuni’nin halasının oğlu Mustafa Bey ‘in emri ile Kadı Muslihiddin ve katibi Mehmet Köylülerden yeni yazılan vergileri toplamaya kalkarlar. Bozoklu, Dulkadirli Türkmen Beylerinden danişmentli Süklün Koca (Zunnün Baba) ‘ya 200 akçe vergi yazılır. Süklün Koca bunun çok fazla olduğunu ve 100 akçeye indirilmesi talebiyle şikayette bulunur. Talebi reddedildiği gibi, Türkmen töresince büyük hakaret ve aşağılama kabul edilen davranışlar görür. Saçı ve Sakalı kesilir. Ve bir merkep üzerine ters bindirilerek obada dolaştırılır. Bu durum karşısında ağır vergilerden ürkmüş olan bölge Türkmenleri liderlerine bağlılık göstererek ayaklanırlar. Ayaklanmayı bastırmaya çalışan Karaman Beylerbeyi İskender Paşazade Hürrem Paşa , İçel Sancak beyi Bostancı Ali Bey, Kayseri Sancak Beyi Behram Bey Türkmenler tarafından mağlup edilerek öldürülürler. Neticede Rum (Sivas) Beylerbeysi Hüseyin Paşa , Adana Beylerbeysi Ramazan oğlu Piri Bey çok sayıda ki, kuvvetleriyle 26 Eylül 1526 tarihinde Höyüklü denilen yerde zorlukla yenerler. Ertesi yıl babasının öcünü almak için Zunnün oğlu Halil Ayaklanır. Her iki ayaklanmada binlerce Türkmen öldürülür.
Kaynak Kitap: Peçevi Tarihi c.1, s.67 ve Yılmaz Öztuna Türkiye Tarihi c.6 s.174 kalenderin ölümü:( peçevi tarihi 1 - S. 94)
Kaynak Kitaplar:
1) Hacı Bektaş Derneği “Kervan Dergisi” Sayı. 29, Agustost 1993 S.15-23
2) Celalettin Ulusoy : Yedi Ulular Ank. S. 157-194
3) Velayettin Ulusoy Efendi : (Çelebiler Konuşuyor.) “Kervan Dergisi”
HUBYAR SULTAN’IN ZÜNNUNOĞLU HALİL’İ AYAKLANDIRMASI : 1527
Hubyar Sultan, 20 yaşlarında genç bir delikanlı olduğu halde soyu yüce bir aile’den geldiği için ve ailesine bağlı büyük bir Türkmen kitlesinin taban oluşturmasıyla ve Akıl Hocası da hamisi Pir Sultan Abdal olunca da Hubyar Sultan bir Ayaklanma örğütlüye bilecek güce sahiptir. Türk Devletlerinde 8/10 yaşlarında ki, çocukların hakan ve Padışah oldukları dikkate alındığında 20 yaşındaki Hubyar Sultan yönetici olmaya uygun bir yaştadır. Ailesi ve ailesine bağlı Türkmen Toplumu Celali ayaklanması gibi kanlı bastırılmış ve yaşam hakları ellerinden alınmış bir perişanlık ve ağır bir mağduriyet içinde bulunan toplumuna yüz çeviremez ve onların dışında kalamazdı. Hubyar Sultan öne çıkıp toplumuna önderlik yapmalı ve Bozoklu Türkmenleri’nin ve Celal Baba’nın öcünü almalıydı. Bölgede ve toplumunda böyle düşünen ateşli , heyacanlı öç peşin’de koşan liderler ve soy aileler vardı. Onun da desteğini bekliyorlardı. Hamisi ve akıl hocası Pir Sultan Abdal’ın ve Kardeşi Ali Babanın da iznini alarak ortaya çıktı ve halkının önüne düştü, Hem Şah Veli’ye ve hem de Zünnunoğlu Halil’e , Öte Cephede de Kalender Çelebi’ye Destek için evet dediler. Hubyar Sultan kendine bağlı ve esaret içinde bulunan toplumu buzluk dağlarında olduğu için o cephe’de yapılan Şah veli, Zünnunoğlu Halil yanında bulundu ve her iki olayda da desteğiyle etkin rol aldı. Bu olaylar Hubyar Sultan’nın kimliğinin bizlerce tanınmasına da sebep oldu. Hubyar Sultan’ı daha net bu olaylarla tanıyoruz. Tarihsel belğesi bu olaylarla yazılmıştır.
Sayın araştırmacı yazar Hüseyin Hüsameddin Yaşar, Amasya Tarihin de Zünnunoğlu Halil ayaklanmasını şöyle anlatmaktadır: “922 H. Senesinde Amasya’ya saldıran , inatla girmeye çalışan eşkıyanın başında Sultan Murat vardı.( Sultan Murat Yavuz Sultan Selim’in Kardeşi Şehzade Ahmet’in oğlu Sultan Murattır.), H. 930 senesinde Celaliler, yahut Sultan Murat’ın avenesi; Sivas vilayetini fena halde sarmış, Sinan Paşa’yı pek fazla sıkıştırmıştı, bunun için Trabzon Beylerbeyi Amasyalı İskender Paşa , sene sonlarında Sivas valisi oldu Sinan Paşa da daha sonra da Haç emiri olup Hicaz’a gitti. Müfessir meşhur Amasyalı Bahşi Halife, bu sene vefat etti, ak bilek demekle meşhur idi.
H.931 senesinde Zünnunoğlu Halil avenesi de; Amasya’nın her tarafında şiddetler göstermeye başladı. Bunların takibatında Sinan bey yaralandı. Yerine Bursa sancağı Beyi Koçibey tayin olundu. İhtilalcilerin harbinden dolayı Amasya’da yine ufak tefek hadiseler oldu. Koçibey’in şehitliğiyle Livanın idaresi müşkülata uğradı, çünkü Amasya’nın Uz nahiyesinde pek çok eşkıya vardı. Kürt asıllı Hüsrev Paşa, Diyarbakır’a döndükten sonra ihtilalciler yine toplanıp Zünnunşah oğlu Halil Bey başkanlığında ihtilale devam ettiler. Zünnun’un halifesi olan meşhur Hubyar Baba Halil Beyin müsteşarı idi. Bunlar; Turhal üzerinden gelip Varay Nahiyesi tarafında konaklayarak Amasya’yı tehtit etmeye başladılar. Amasya Beyi Abdah Bey beraberine aldığı kuvvetle Varay nahiyesinde , savaşla bunları takip ederek Artıkabad’a kadar gitti. Orada yapılan savaşta bu da şehit oldu. Veli Bey, Amasya Valiliğine tayın edildi. Seydi Ahmet Bey Amasya sancağı Alaybeyi ve Muhafız vekili iken H. 937 yılı Şaban ayında Amasya beyi oldu. Çünkü Amasya havalisinde eksik olmayan eşkıyayı takip ederek , Zünnun oğlu Halil Bey’i yalnız başına , beraberindeki hazır kuvveti ile , kökünü kazıyarak ortadan kaldırdığı için ödüllendirilip Mirliva olmuştu. Halil Bey pek azılı bir eşkıya idi bunun kökten koparıp çıkartılması oldukça önemli bir olay olmuştu.” (Ali Kenanoğlu’nun Ulutepe Gazetesinde ki yazısından alındı.)
Zünnunoğlu Halil’le ilğili olarak , Sayın Baki Öz, Prof. Dr. Faruk Sümer’i kaynak göstererek şu bilgileri vermektedir. “Zünnunoğlu Hisar Beğlü oymağının boybeyiydi. Ayaklanmaya Hisarbeğli oymağıyla birlikte Çiçeklü, Ağca Koyunlu, Mesutlu, ve daha birçok Alevi Türkmen oymağı katılmıştı. Ayaklanmacılar 5-6 bin kişi olmuşlardı. İran’a yönelmişlerdi geçtikleri yöreleri yağmalıyorlardı. Eyleme engel olmak istiyen Sivas Beylerbeyi Yakup Paşa’yı Unavur’da yenip eylemi sürdürmüşlerdi. Bu kez Diyarbakırlı hüsrev Paşa eylemi bastırmakla görevlendirildi. Zünnunoğlu’nun önü Pasin Ovasında kesildi. Ayaklanmacıların çoğu öldürüldü. Zünnunoğlu kaçarak kurtuldu.”
Bu ayaklanmalar çok kanlı bir şekilde bastırılmış yakalananlar öldürülmüş kaçanlar takip edilmiş ve kökten ortadan kaldırılmaları için toplu katliamlar yapılmıştır. Bir kısım ayaklanmacılar bölgede bulunan en yüksek dağların eteklerine çıkarak yıllarca gizli yaşamışlar. Böylece hayatlarını devam ettirmişlerdir. Zaman zaman tekrar dağlardan inerek ayaklanmalara devam etmişlerdir. Hubyar Sultan da beklide bu olaylardan sonra Gürgen Çukurun da Yerleşik düzene geçmiştir. Benim Ailemden kaçıp kurtulan birisi sağlam, Hüseyin Karabacak, ötekisi kolu kılıçla kesilerek koparılmış Çolak Ahmet, ve sonradan çoğalan torunları Kelit bölgesinin yüksek Çallarından “Çolakların Taş” ve “ Fındıklı Eşme “ denilen dağbaşında 1609’dan 1878 yılına kadar gizli ve kaçak yaşamışlardır. Ancak bölge’ye Kars’tan 93 muacirleri gelince onlara çoban durarak ortaya çıkmışlardır. Büyük bir aşiret kırıma uğruyarak bir ağacın iki çatal dalı kaldı anlamına halk onlara Tille oğulları lakabını takmışlardır. Hubyar Sultan efsane olarak birde halk söylencesinde IV. Muratla buluşması efsane edilmektedir.
HUBYAR SULTAN’IN ; SULTAN MURATLA BULUŞMASI :
Hubyar Sultan’ın Tekelü Dağı Gürgen Çukurun’da karşılaştıklarına dair, Hubyar Sultan talipleri Türkmenler arasında dilden dile dolaşan bir efsane ve deme , deyişler var. Halk söylencesinde Sultan Murat olarak IV.’ncü Murat’ın adı geçmektedir. Tarih olarakta (Merv şehrini alma’ya giderken ordusuna Tekelü dağlarında 1635 tarihinde Tatbikat yaptırdığı sırada buluştukları efsane’ye işlenmiştir.) Bu Tarih bana göre Hubyar Sultan’ın ölümünden bir haylı sonraki tarihtir. Aynı Tarihlerde Erbaa’nın Keçeci Köyünde IV.ncü Murat’ın Keçeci Baba Keçe dokurken karşılaştığı da rivayet edilmektedir. Keçeci Baba Hupyar Sultan’dan çok daha yaşlıdır. Bozoklu Celal Baba ve Çeltek Babayla çağdaştırlar. Bu her iki zat’ında IV. Murat’la buluşmaları bana karanlık gözükmek’te ve yanlış olduğu kanısındayım. Aynı Kanıyı, sayın Ali Kenanoğlu ve İsmail Onarlıda da görmekteyim. Bu iki yazar Konuyu şöyle özetlemektedirler.: Hubyar Sultan, II.nci Sultan Murat’ıda ve IV. Ncü Murat’Ida görememiştir demektedirler. Hubyar Sultan’ın yaşadığı dönemlerde ki, Padışahlar Şunlardır. :
Yavuz Sultan Selim (dönemi) 1512- 1520
Kanuni Sultan Süleyman (dönemi) 1520- 1566
II.nci Sarı Selim (Dönemi) 1566- 1574
III.ncü Sultan Murat (Dönemi) 1574- 1595
Bu dönemlerden Yavuz Sultan Selim zamanında Hubyar Sultan henüz çocuk yaştadır. Hubyar Sultan’ın yaşantısının en önemli dönemlerinde Padışah 1562 yılında kendisine fermanla vakfiyede bulunan Kanuni Sultan Süleyman’dır. II. Sarı Selim devri muhtemel hayat’tadır? III. Murat Devrinde eğer Hayatta ise Çok yaşlı olabilir. III murat zamanında bölge de sukunet vardır. Hubyar Sultan’ın hayatında önemli bir yer tutan Sultan Murat, Yavuz Sultan selim’in Kardeşi Şehzade Ahmet’in oğlu Şehzade Sultan Murattır. (Kızılbaş Muratta denir.) Kanuni Sultan Süleymanın Yerine Babası Inci Ahmet’in Padışah Olması için Amasya da şehzadelik yaparken Babasına karşı olan Sivas ve Amasya beylerbeyini başarısız kılmak ve babasına taraftar toplamak için Türkmen önderleri ile temasa geçerek Celalileri desteklemiş ve birlikte mücadele etmiştir. İşte bu amaçla ayaklanmaların içinde olan ve onlara destek veren Hubyar Sultanla , Adı geçen Sultan Murat buluşmuşlardır. 1526/1527 yılları tahminen gerçi bu yıllarda Kanuni Sultan Süleyman Padışahtır. Ama Belki de onu başarısız kılıp süresini kısaltmak gibi bir amaç güdülmüştür. Efsanesi İleride ki bölümlerde anlatılacaktır. Şu anda elde dolaşan Hubyar Sultan Resmi Vakfiye beratını aldıktan sonra çizilen Resmidir. Birinci Hubyar Abdal’a ait Resim yoktur. Şahzede Murat Türkmenlerle işbirliği yaptığı için sarayca dışlanmış o da İran’a kaçıp Şah Tahmaz’a sığınmıştır. Bir daha Osmanlı toprağına dönmemişdir. Bu yüzden ona Kızılbaş Murat denmiştir.
Yukarda ki bölümlerin Kaynak Kitapları:
1) Ali Kenanoğlu ve İsmail Onarlı’nın Hupyar Sultan Ocağı ve Beydilli Sıraç Türkmenleri 1 Baskı Kelebek Matbası Nisan 2003 İst.
2)Prof. Dr. Mustafa Akdağ : “Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavğası” Celali İsyanları bilgi yay. Ank. 1975 s. 362
3) Baki Öz : Osmanlıda Alevi Ayaklanmaları,
4) Hüseyin Hüsamettin Yaşar- Amasya Tarihi
5) Hamer- Büyük Osmanlı Tarihi – Sabah yay. 2 c. S 418-424
6) Nihat Çetinkaya “Kızılbaş Türkler” Kum saati yay. 5 bas. 2005 İstanbul.