Sorular
Takip et: @ErkanYazargan Tweet PİR SULTAN ABDAL
Adı Haydar dır, Koca Haydar. Şiirlerinde Pir Sultan,Pir Sultan Abdal, Abdal Pir Sultan, Pir Sultanım Haydar, tapşırmalarını kullandığı için Pir Sultan Abdal diye bilinir.Yolumuzun Piridir,şair ,önder, eylem adamıdır. Alevi yolunun en önemli kurucusu ve istisnasız en keskin savunucusudur. Hak yolunda halk yolcusudur. Halkına inanmış, onca bedele rağmen kendi iç devrimini yapmış erenlerdendir. Ezen ezilen mücadelesinin en güzel örneğini gösteren dönemin devrimcisidir. Ölmeden önce ölümsüzlüğe kavuşmuş, hakla hemhal olmuş insanı kâmildir. Yol aşkı ile dolu yüreği, başeğmez iradesi onu insanlık onurunun simgesi yapmıştır.Osmanlının unutulması için mezarını dahi yok etmesine inat tüm Dünyaya ve Anadolu’ya bir daha çıkmamak üzere damgasını vurmuştur. Osmanlı ''asi-i surg-ser''(asi isyancı Kızılbaş) diyerek kötülediği Pir Sultan, Anadolu insanının gönlünde taht kurmuş. Sarayın sultanına karşı, halkın sultanı olmuştur.
Nerede yaşamıştır;
Banaz’da yaşamıştır. Ve Banazlı Pir Sultan olarak anılır.Örgütlenme gereği ya da arandığı dönemler birçok dergâh ve bölgelerde bulunmuş ama daimi ikameti Banaz olmuştur. Evi ailesi ve Dergahı Banaz’dadır..
'' Bize'de BANAZ'da PİR SULTAN derler. Bizide kem kişi bellemesinler.''
Ne zaman yaşamıştır?
15.yy sonu ve 16 yy ilk yarısında yaşamıştır. Halkın günümüze kadar getirdiği söylencelerden, Hızır Paşadan, şiirlerinden ve en önemlisi de Musahibi Ali Babaya ilişkin kayıtlardan biliyoruz. Yıl olarak söylemek gerekirse 1480 ila,1560 yıllarında yaşadığını söyleyebiliriz.
Mezarı nerededir:
Kesin bilinmemekle birlikte. Büyük olasılıkla Sivas’ta eski otogarın üstünde eskiden Keçibulan denilen daha sonra Darağacı diye bilinen şimdi Kepçeli denilen bölgededir. Eskiler mezarın orada bir taş yığını olduğunu söylemektedirler. Musahibi Ali Baba yoldaşları ve Banazlılar gece Pirimizin cesedini dardan alıp oraya defnettikleri söylenmektedir.
Ayrıca Merzifon’da, Divriği ile Kemaliye nin ortak yaylası olan çiçek yaylasında koca haydar yatırı bulunmaktadır. Dersimde ve Azerbaycan da da mezarı olduğu bazı kaynaklarda yazılmış ve sözel gelenek de söylenmektedir.
Sivas Mursal bucağına bağlı Ödek köyü mezarlığında. Pir Sultan düşeği olarak bilinen bir mezar bulunmaktadır
Pir Sultan Abdallar var mı’dır;
Pir Sultan o kadar güçlü bir gelenek oluşturmuştur ki. Birçok ozan örnek almış, kedini Pir Sultana katmış bu büyük geleneğin içinde bütünleşmiştir. Başka coğrafyada yaşamış olabilir ama Pir Sultanla yaşamış Pir Sultanı bir onur bir önder olarak görmüş piri yaşatmak istemiştir. Halk ise yoluna uygun düşen pir sultan geleneğine uyan deyiş dövezde iman ve şiirleri Pir Sultana mal etmiştir. Bu anlamda onlarca Pir Sultan vardır. Değişik yerlerde ve değişik isimlerde Pir Sultanlar vardır yaşamıştır. Ama temel olan Banazlı Pir Sultan ve onun mücadele geleneğidir.
Balkanlarda yaşamış Serezli Pir Sultan diye bilinen ayrı bir şair olduğu belirtilmektedir. Balkanlarda ki Bahçe ve Cuma tekkelerinin ruhani önderidir, Yatırı ise Musahibi ile birlikte Cuma tekkesinde bulunmaktadır. Aynı yüzyılda yaşamış olması Musahibinin Gazi Ali Baba olması, adının Haydar olması Banazlı Pir Sultan ın efsaneleştirilip balkanlara taşınmasıdır sanıyorum. Bazı araştırmacılar Pir Sultanın gizlendiği dönemde balkanlara gidip oralarda ki dergâhlarda hizmet gördüğü bazı şiirlerinden hareketle söylenmektedir.
İbrahim Aslanoğlu yapmış olduğu çalışmada altı Pir Sultan tespit ettiğini söylemektedir.
1-Pir Sultan: Banazlı şairin tapsırması Pir Sultandır.
2-Pir Sultanım Haydar: Merzifon ve Çorum yöresinde yaşadığı tahmin edilmektedir.
3-Artovanın Daduk köyünden olup Pir Muhammedin babam dediği Abdal Pir Sultan.
4-Aruz ölçüsüyle yazılmış deyişlerin sahibi Pir Sultan Abdal.
5-Pir Sultan dan sonra yaşayıp onun anısına dair deyişler söyleyen Pir Sultan Abdal.
6-Asıl adının Halil İbrahim olduğunu belirten Pir Sultan Abdal.
ve bu sayı dahada coğalabilir diyede ekliyor.
Sivas katliamında yitidiğimiz Asım Bezirci ise sekiz Pir Sultan dan bahsederek ''onları tek tek şairmiş gibi görmek bir takım tutarsızlıklara yol açıyor.Buna karşın Sebahattin Eyüpoglu ve İlhan Başgöz ile Mehmet Bayrak ve Atilla Özkırımlı gibi onları pamuk ipliği ile birbirine tutturup''Pir Sultan geleneği'' şemsiyesi altında toplamaya çalışmak da sözü geçen tutarsızlıkları gidermeye yetmez''demektedir.
Burdan hareketle Pir Sultanları tespit etme yoluna gitmektedir.
1-Banaz'da yaşayan Pir Sultan'ın asıl Pir Sultan Abdal oldugunu söyleyerek Pir Sultan mahlasını kullanmaktadır der .Kızının ,Kalender Abdalın,Kul Himmetin, Mustyafa Şimşekin şiirlerinden ve Nuri Kılıçın (Banazlı aşık Deryani)
Banazlı Nuride mevlanın kulu.
Hıdırın dertleri sinemde dolu.
Kölelerin olam Yenihan yolu.
Söyle Pir Sultanım nerde bulunur.
şiirini örnek gösterir.
2-Pir Sultanım Haydar. 3-Abdal Pir Sultan.4-Pir Sultan Abdal I. 5- Pir Sultan Abdal II. 6- Pir Sultan Abdal III. 7-Pir Sultan Abdal IV. 8- İkinci Pir Sultan.
Ailesi soyu çocukları var mı dır;
Anadolu’ya gelmeden önce Horasanda atalarının imam Musa-ı kazıma bağlandığı söylenir. Pir Sultan Binbirbacada doğmuş olmalıdır. Üç oğlu bir kızı olduğu bilinmektedir. Seyit Ali Banaz’ın başındaki anıtında bulunduğu ziyaret tepesinde yatmaktadır. Pir Mehmet, heykelin altında kuruelma denilen yerde küçük taşlardan oluşan taş topluluğu ile işaret edilmiş yer ile anılmaktadır. Kaynaklar Tokat ın Almus ilçesi Canbulak Köyünde yattığını gösteriyor. Er Gaip Dersimde Pülümür Hacular Köyünde yaşamıştır. Kızı sanem hakkında bilgi bulunmamaktadır. Eşi Elif hakkında da bilgi bulunmuyor. Kızının Binnaz olduğu ve senem eşinin adı olduğunu da söyleyen ler vardır.
Pir sultan ocağı ne durumdadır.
Banaz’da ki dede ocakları Pir Sultan ocağı olarak bilinir. Pir Sultanın idamından sonra katliamdan kurtulanlar izini kaybettirirler. Seyit Ali Çorum Alaca ya bağlı Çomar adlı bir köy kurar burada 27 yıl kaldıktan sonra kardeşi Senemle Banaz’a geri döndüğü Banaz’daki ocağın Seyit Âliden geldiği söylenmektedir.
Pir Mehmet yıllar sonra Banaz’a döner ama yerleşmez Tokat tarafına gider. Er Gaip ise Dersim tarafında kalır.
Cevdet Türkay Osmanlıda oymak aşiret ve cemaatler kitabında, Sivasda Türkmen taifesinden Pir Sultan topluluğundan söz etmektedir. Pir Sultan ocağı olarak dedelik yapan Duran dedede (Şimşek) kendisine Hece Bektaş dergâhından son dönemde verilmiş net bir belge olmasala dergâh imzalı bir yetki belgesi vardır. Duran dede bana bu belgeyi gösterdi.
Bu gün Pir Sultanın evi olarak bilinen yerde Mehmet Şimşek oturmaktadır. Pir ocağına mensup aileler, selaaller- edealler- murtazaaller- bayramagaaller dede ocağı olanlar dır. Dedelik yapmasalar da, taliplerini unutmuş olsalar da dede olarak kabul görürler.Selaaller büyük büyük babaları Salih çelebiye Hace Bektaş dergahından 1643 tarihli icazetname verilmiştir. Bu belge aşağıdadır.
“Hace Bektaş Veli kuddusü ser’e idhali efendimiz hazretlerinin tarikat-ı aliyesine meşrut ve müntesib nazargah(lar)ından; Pir Sultan Evlatlarından Seyyit Salih Çelebi’ye tarhimetten safa-zenil dua emirnamesi yedine icazetname verildi” denilmekte ve icazetnamenin altında 1053 Sefer 5 tarihi ve Hacı Bektaş Dergahının mührü bulunmaktadır.
Pir Sultan Ocağı ve Ocağı yürüten Selaallerin “ehliyetini” belgeleyen bir başka İcazetname ise 27 Mayıs 1984 tarihlidir. Pir Sultan Ocağandan dedelik/zakirlik yapmakta olan İsmail Şimşek Dede’ye Hace Bektaş Çelebilerinden Feyzullah Çelebi tarafından mühürlenerek verilen icazetname ile “Pir Sultan evlatlarından İsmail Şimşek’e verilen icazetname uyarınca Pir Sultan Ocağına bağlı cümle taliplerinden kendisine itaat ve inkiyatta bulunması” istenilmektedir.
Bir başka icazetname de Bayramağaaller’den Hasan Dede’ye(Şahin) verilmiştir. Eylül 2001 tarihli ve Hace Bektaş Dergâhınca düzenlenen icazetnamede “Pir Sultan Ocağına bağlı cümle mühübban’dan dedeye gereken saygı ve hürmette bulunulması” talep edilmektedir.
Ayrıca birde edeallerden Hüseyin Yiğit dedeye verilen aşagıdaki icazetname vardır.
Bu güne kadar Pir Sultan Abdal Ocağının en yaşlı dedesi olan Duran Dede(Şimşek) Çorum/Alaca Çomar ve Gıcılı köylerinde de Pir Sultan Ocağına mensup dedelerle Çomar ile Banaz arasında yüzyıllardır canlılığını yitirmeyen bir ilişki 08-06-2008 hakka yürüyene kadar sürmüştür.
Er Gaip ise Dersim Pülümür Haculu Köyünde yaşamıştır.Burada Seyit Mehmet, Seyit Veli, Seyit Hüseyin adında 3 oğlu olmuş ve ocak günümüze kadar ulaşmıştır.
Pir Mehmet Tokat Almus Canbulak köyünde yaşamıştır. Anlatımlara göre Pir Sultanın oğlu olduğunu köylüler gizleyerek katledilmesini önlemişlerdir. Pir Mehmet in mezarı 1997 yılında kapatılarak türbe haline dönüştürülmüştür.
Yoldaşları kimlerdir:
En yakın yoldaşları Musahibi Ali Baba, Kul Himmet, Kul Hüseyin ve Kul İbrahim dir. Ali Babanın Musahibi olarak hayatının her alanında birlikte olduğunu, sözlü gelenekten ve Pirimizin şiirlerinden öğreniyoruz. Kul Himmet, Kul Hüseyin ve Kul İbrahim şair olanlar, bu şairler yazdıkları kendi şiirlerinde, ona çok yakın oldukları, birlikte mücadele ettiklerini, yoldaş olduklarını belirtmişlerdir.
Birde Banaz’da emir dede olarak bildiğimiz emirzadenin. Pirimizle birçok şeyi paylaşan, yol ilişkileri olan sırlarını bilen yoldaşı olduğunu anlıyoruz.
Hangi eylemlere katılmıştır;
Pirimizin yaşadığı dönem halk hareketlerinin en yoğun olduğu dönemdir. En çok Kalender Çelebi isyanında önder rol oynadığı görülmektedir.
Şah kimdir;
İyi ve güzel olanların simgesidir. Yola hizmet eden baştır, Pir Sultan şiirlerinde Şah kelimesini vurgulayarak kullanmıştır. Şahın kullanıldığı yerdeki anlamına göre ne demek istediğini anlarız. Şah dediğinde anlatmak istediği bazen Şah İsmail’dir, Kalender Çelebidir, Şah Tahmasp dır, Hz. Hüseyin’dir ve Hz. Ali dir. Şah mükemmel olandır, tanrıdır.
Pir Sultanda aşk.
Pir Sultandaki aşk Alevi felsefesinin mistik anlayışı anlamında, ilahi aşktır. Bu aşk içilen dolu ile uyanır, doluyu sunan Pir Hace Bektaş dır,Ali dir Şahtır, Hüseyin dir. Muhammet’tir, Hızırdır, ya da Mürşittir. Bu aşk insanın bütün benliğini kavrayan bir esrikliktir. Bu dolu tarikatta yudum yudum içilen bilgidir. Bu toplumsal aşkı her aşık anlamaz, Ali pazarına dökemez, ayini cemde ötemez, bu aşkı anlayan anlatan Pirimiz, halkına yudum yudum içirir. Onun içindir ki aleviler ve de devrimciler Pir Sultana âşıktır. Bu aşk müthiş bir duygu yüküdür anlatılmaz sadece hissedenler benliğinde hisseder. İbadet muhabbettir, muhabbet aşk ile olur. Duamızda aşk olsun deriz, niyazlarımız aşkı niyazdır. Pir Sultanda Ali aşktır o balkıyan nurdur, Hace Bektaşa bu aşk Âliden geçmiştir. Ali ezeli ve ebedidir. Anadolu Aleviliğinde Ali insanın, insanlığın tüm ideal ve özlemlerinin simgesidir. Pir Sultan bu güzelliğe âşıktır. Pirimiz bir güzelin aşığıdır. Güzel olan her şeyin aşığıdır. Güzel dilber dir, güzel şahtır. Dilberin sunduğu doluyu Ali göndermiştir. O Hüseyin aşığıdır Kerbela aşığıdır. İmamların aşığıdır. bu aşk Pir Sultanda Hüseyin in intikamına dönüşür. Bu aşk Ali düşmanlarına halk düşmanı Hızır paşalara acımasız karşı duruştur. Bu aşk yürek de hissedilen onurdur. Bu aşk yüzündendir serini ortaya koyar, bu aşk içindir bunca bedel. Ve bu aşk insanı tanrılaştırır, bu aşk içindir ki toplumsal kurtuluş için, rıza kentinin dünyada hayata geçmesi için mücadele verdirir. Ve bu aşk tır insanı insan eder, Pirimizin aşkı insanın insanlığın rıza lık içinde (rıza kentinde) sevgi ve aşk ile yaşamasıdır. Cümlemize aşk ola. Pir Sultanda aşk insanadır, ağacadır, sarıçiğdemedir, rençperin öküzünedir, akan suyadır yıldız dağınadır, bunların toplamı tanrıdır. Aşk tanrıyadır. Çünkü ona sevgi ve aşkla kavuşulur.
Pir Sultanın mücadelesi nasıl devam ediyor.
Tartışmasız Pir Sultan bir mücadele geleneğinin başatıdır. Bu mücadele insanlığın tarihi kadar eskidir. Ama Pir Sultan bu bayrağı en yükseklere çıkartmış ve onurla taşımıştır. Bu güne en diri kalmasını sağlayanda bu azmidir. Mücadeleciliğine ozanlığı güç katmış, düşüncesi pratiği ile bütünleşerek mükemmellik kazanmıştır.
Her eylemcinin bu bütünlüğü yakalaması zordur. Geçmişte de günümüzde de çok şey söyleyenler vardır ama hiçbir pratiği yoktur. Pir sultan günümüze gelen en mükemmel örnektir. Şiirlerinde halkın sorunlarını, yolun kurallarını, tarihini kültürünü işlemiş gelecekteki özlemlerini ve umutlarını dile getirmiştir. Bu üreticiliğine herkez katılmış ezilen insanların simgesi olmuş gittikçe genişlemiş büyüyerek günümüze gelmiştir.
Bugün haksızlığa, zulme, sömürüye, her türlü gericiliğe şeriata karşı mücadele veren herkes pir sultanın mücadelesini devam ettiriyor demektir. Hz Hüseyin’in karşısında ki yezitti, Pir Sultan’ın karsısında Hızır paşa, bugün ise karşımızda faşizm var. Hala bizi tanımayan Aleviliği yok sayan Pir Sultana Yavuz Bülent Bakiler gibi gulat diyen zihniyet var.
Bugün Anadolu da ve Avrupa da Alevi örgütlerimiz var. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve vakfı Pirimizin mücadelesini vermektedir. Bu kurumlar Pir Sultanın misyonunu geleceğe taşımanın çabası içindedirler.Pirimizin mücadelesi yeryüzünde zülüm bitene kadar, rıza kenti kurulup dünyada tek bayrak olana kadar sürecektir.
Pir Sultan’ın yolu nasıl devam ediyor.
Pir Sultanın yolu tarihin derinliklerinden gelen ve yeni değerlerle kendini yenileyerek geleceğe taşıyan yüce bir yoldur. Asırların engebeli yollarından bedeller ödeyerek günümüze ulaşan bir yol. Yoluna bedel ödeyerek yolun mihenk taşı olan yol erenlerinden kurucularındandır.
Bu yol pirin yolu geçmişte olduğu gibi bu günde sıkıntılarla dolu. Dede talip bağı zayıflamış, musahip tutulamaz olmuş, artık görgüde yapılamaz olmuştur. Bütün eksikliklere ve halen devlet tarafından yok sayılmamıza, cem evlerimizin ibadethane olarak tanınmamakta olmamıza rağmen Pir Sultanın yolu onurla sürüyor. Pir Sultanın takipçileri Sivas’ta diri diri yakılsa da pirin yoldaşları yolunu bütün bedellere rağmen sürdürüyor. Cemlerde pirin deyişleri, düvazları yürekten söylenerek niyaz ediliyor.
Pir Sultan’da doğa sevgisi.
Yıldız dağı bir sevdadır. Zirvesinde semah tutulur. Yıldız dağında Osmanlı yoktur. Orman vardır omuz omuzadır ağaçlar, çiçekler vardır bin bir renkte. Sarıçiğdemin derdi vardır, neden rengin sardır der en içten sevecenliğiyle Pir Sultan. Hak korkusu çekerim der çiğdem doğa tanrı bütünlüğüdür bu. Sıkıntılar olduğunda, katliama uğradığında halk. Dumanlıdır yıldız dağının başı ve boz bulanık akar sultan suyu. Banaz’ın şimdiki yerine geldiğinde ne kadar da ılıcak mübarek der. Burası güzel bir doğa parçasıdır. Bu gün orman yoktur ama Banaz’ın ortasında ılıcak halen gürül gürül akmaktadır.